30 Haziran 2011 Perşembe

TMMOB ve Odalara dönük saldırı devam ediyor.

Yeni Asır Gazetesi’nde 27 Haziran 2011 Pazartesi günü yayınlanan Ertan Sayın imzalı köşe yazısında, İçişleri Bakanlığının, mimar ve mühendislerin ürettikleri mimari, inşaat, makine ve elektrik projelerini, üyesi oldukları meslek odalarının mesleki denetiminden geçirilmesinin zorunlu olmadığını bir yazı ile belediyelere bildirdiği iddia edildi.

Yaygın olarak “vize” diye adlandırılan uygulamada belediyeler, projelerin incelenmesi, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgelerinin onaylanması aşamalarında, ilgili meslek odasından o iş için sicil durum belgesi alınmış olması koşuluyla işlem yapmaktalar.

İddiaya göre Bakanlık, denetimin yapı denetim firmalarınca karşılanacağı gerekçesiyle odaların proje onaylamasına gerek bulunmadığını ifade etti. Ancak belediyelerde projelerin incelenmesi, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgelerinin onaylanması aşamasında, ilgili meslek odasından alınan sicil durum belgesi istenmemesi, sicil durum belgesinin tarih ve sayısının yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesinin ilgili bölümüne yazılmaması ve onaylanan yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesinin bir örneğinin ilgili meslek odalarına gönderilmemesi sonucunda oluşacak usulsüzlükleri göz ardı etti.

Mühendislik ve mimarlık hizmetlerine ilişkin hususlar, Anayasaya aykırı bir şekilde 636 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile lağvedilen Bayındırlık ve İskân Bakanlığının görev ve teşkilatını tanımlayan 180 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 6235 sayılı TMMOB Kanunu’nda hükme bağlanmıştı.

12 Haziran seçiminin hemen öncesinde, Bayındırlık ve İskân, Çevre ve Orman Bakanlıkları kaldırılarak Çevre, Orman ve Şehircilik Bakanlığı” adı altında birleştirilen Bakanlığın bünyesinde “Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü” kurulmuş, TMMOB ve bağlı odaların hak, yetki ve görevleri bu Genel Müdürlüğün görevleri olarak düzenlenmişti. Son olarak, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nce, kamu yararı ilkesi esas alınarak yayımlanan her türlü mevzuata tüm meslek elemanlarının uyması mecburiyeti devam ederken İçişleri Bakanlığının teknik mevzuatı dikkate almadan tek taraflı olarak, Belediyelere yönelik yazdığı yazının uygulamada çok soruna yol açacağı tahmin edilmektedir.

Odaların devre dışı bırakılması, meslek alanlarında iktidarın yarattığı tahribatı artıracaktır. İmar, planlama, inşaat işlerinde ve müelliflik haklarının korunmasında, mimarlar ve mühendislerden proje ve uygulama hizmeti alan vatandaşların mağduriyetleri halinde haklarını aramalarında boşluklar oluşacaktır.

Ertan Sayın imzalı yazı şu şekilde:

Oda vizeleri kalktı!
 Marmara depreminden sonra Türkiye’de inşaat konusunda çok şey değişti.
Deniz kumuyla bina yapma devri bitti, hazır beton geldi.
Eften püften temeller yerini dayanıklı ciddi temellere bıraktı.
Belediyeler inşaat izni verirken üstün körü baktığı belgeleri didik didik etmeye başladı.
İnce demirlerin yerini kalın demirler aldı.
Hepsinden önemlisi denetimsizlik gitti, yerine 4708 sayılı kanunla yapı denetim mekanizması kuruldu.
Yapı denetim 19 pilot ilde uygulanıyordu ama bu yılın başından itibaren tüm Türkiye’de uygulanmaya başladı.
4708 sayılı kanunda yeri olmamasına rağmen, çoğu belediye, başta mimarı olmak üzere tüm inşaat projelerinde sorumluların bağlı bulundukları odalardan vize alma şartını uyguluyordu.
Yani bir apartman yaptıran vatandaş, yapı denetim firmasıyla anlaşmasına rağmen mimari, sıhhi, inşaat, makine, elektrik ve diğer projeler için fazladan odalara 8-9 bin lira ödemek zorunda kalıyordu.
Artık kalmayacak.
İçişleri Bakanlığı 20 gün önce tüm Türkiye’deki belediyelere gönderdiği yazı ile bu odalara ödenen sorma ver paralarını kaldırdı.
Belediyelerin ‘yeterli teknik elemanım yok’ mazeretiyle vatandaşları odaların önüne atmasına, vize harcı alınmasına proje sorumlularının günlerce odalardan projelerine onay almak için beklemesine ‘dur’ dedi.
Yayınladığı yazıda net ifadelerle bundan böyle denetim ve fenni mesuliyet yapı denetim firmalarınca karşılanacağı belirtildi.
Bakanlık bununla da yetinmeyerek, odalara şirinlik olsun diye protokol yapan belediyelerin de yapmış oldukları tüm protokolleri iptal etmesini istedi.
Anlayacağınız artık belediyeler inşaat ruhsatlarında kafasına göre takılamayacak.
Vatandaşın da cebinden binlerce lira gereksiz çıkmayacak.
Odaların da mimarlardan, mühendislerden aldıkları binlerce liralarla sürdürdükleri saltanat eskisi gibi olmayacak.
Onun için bu karar alkışlanır.
Bu hükümet bir de esnaf odaları ile sanayi ve ticaret odalarına üyeliği zorunlu olmaktan çıkarsa da yüz binler hiçbir hizmet almadıkları bu yerlere para ödemekten kurtulsa fena olmayacak hani.
 
KULAĞIMIZA GELENLER
Makam aracı azizliği!

Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun kullandığı Mercedes marka makam aracı aşağı yukarı 14-15 yıllık. Burhan Özfatura’nın ikinci döneminde alınmıştı. Rahmetli Piriştina da o aracı kullandı. Aziz Kocaoğlu da 7 yıldır o araca biniyor. Geçen cuma günü araç arızalanarak yolda kalmış. Aziz Bey ve bir koruması yoldan geçen bir vatandaşın otomobiline binerek belediyeye gelmişler. Büyükşehir Belediye Başkanı’nın makam aracı yolda kalmaya başladıysa değişmesi şart demektir. Model ve yıl olarak çok eskiyen o otomobil çoktan yenilenmeliydi. Ama sanırım laf olur korkusu bunu engelledi. Hiç engellemesin, bu kentte oda başkanları, ilçe belediye başkanları dahi son model Mercedes makam araçları kullanıyorsa Büyükşehir Belediye Başkanı onların kullandıklarından daha iyisini, hatta zırhlısına hayda binmeli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder